Pages

14 Ekim 2015 Çarşamba

Bayrak hiçbir şeydir ;ama insanlar her şey




 BAYRAK HİÇBİR ŞEYDİR AMA İNSANLAR HER ŞEY
Bayrak hiçbir şeydir ama insanlar her şey
Bunu söyle ki gökyüzü doğsun
Paylaş ki hatırlansın
Dün’ü ilk doğduğun andaki gibi içine çek
Ki, hatrı kalmasın
Bugün’ü korunaklı bir köşeye al
Ki, kronolojide bas bas bağırsın, filozofça bir tutsaklık yaşanmasın
Ergani’den bir çocuk 36 katlı kames topunu bomba yerine
 16 ciltlik ansiklopedinin en baş sayfasına atsın
Yarın’ı, çocuğuna vasiyet bırakacağın evladiyelik kurumaz bir dere olarak belle
Ki, Gobi çölü utansın çoraklığından, hıncahınç umuda akan suyla çağlasın

Bayrak hiçbir şeydir ama insanlar her şey
Söyle ki, bölmenin sadece meyveli pastadan sonraki neşesi hatırlansın
Söyle ki, bölmenin sadece sevindirici haber muştulama esnasında girilen ufacık bir ara olduğu anımsansın
Söyle ki, bölmenin sadece beyni bilime aç 12’lik delikanlının çarpmaya kardeş işlemlerinden biri olduğu kanıksansın

Çünkü bayrak hiçbir şeydir ama insanlar her şey
Kim ayırır ki kumruyu aşiyanından? Kin ayırır kumruyu sol yanından.
Senin iki dudağında başlar kem sözler öğütülmeye.
Üretim bandına geçirdiğinde sistematize küfrü
Bu yanlı, uğursuz trafik, beddua değirmenine döner
Ama freni boşalmış nefret bodoslama hepimizin bulunduğu dükkana dalar
İletişim safında, camlarla filtrelenmiş en safi duygularımız ezilir tekerlerin altında

Çarpıklığı hülyanın doğusunda arama
Çaresizce aktığında canımdan can alan kan, toprağa
Senin herhangi bir havvadaşına ya da ademdaşına adayamadığın nekes kanın
Çatırdatıp Bölecek bizi, yılların kağşamış ezberleriyle
Acımızla saat 10 civarında buluşamadığından
yüzeysele olan körkütük aşkından.

Ağladığımda, şaşa kaldığımda, mutlu olduğumda
Ben tüm romantizmiyle ve tüm saçmalığıyla yani tümevarımda iyi niyetiyle
Sadece insanla kucaklaşabilirim,
Çünkü toprağa sarılsam sımsıkı bağrıma basarak,
Kavuştursam ellerimi arkasında, özlemimi gömerek,
Avuçlarımda ufalanır gider hasletindeki beş paralık hamasetiyle,
“Ben”in ihtiyacı yaşama kavramına temas etmez
 Anlıyor musun?
Bayrak hiçbir şeydir ama insanlar her şey


10 Ekim 2015 Cumartesi

10:00

 


    10:00
Yeraltı katmanları huysuz ve huzursuz
Böğründe savaş sancısıyla doğmaya yakın
Tertemiz yürekler elini eteğini çekmişken
Cüzzamlı görüşleriyle alazı hazırlayan el
Gar’a uyarlamak için trajik türden kaosun öyküsünü
Mevzi alıyor 400 saylavagereksonsuzrey’li tepenin yamacında siper alarak

Sevgili ceylan derisi koltukları sevicileri!
Rahmimiz, ufkumuzda olduğu gibi bembeyaz dallarla kaplı
Göğe doğru ip atarak tırmanıyoruz kökümüzde filiz veren çiçeklerimizle
Hep zeytin dallı hep allı güllü, örgütlü kasıklarımızda büyüyen
Ve gerilmiş kasnağımızda barış motifleri, özene bezene işlenen

Suruç’ta ve Ankara Gar’nda ertelediğimiz, sonunu getiremediğimiz adımlarımızla
Söz veriyoruz, gecikmeli halaylarımız yarım kalmayacak
Gri duman da dağıldığında
Elimizdeki mendili devralacak çocuklar elbet çıkacak
Gar’da 10.10 sefer sayılı 10:00 treni hareket etmek üzere
Elimizdeki pankartlar size emanet olsun
Kana bulanmış meydanın kanını
Dirençle ve sevdayla paklayın
Ellerimizde güllerle, geliyoruz cennet bahçesine çocuklar


1 Nisan 2015 Çarşamba

Gül Bahçesi



Gül Bahçesi

Parıltıyı görmek istenci
İradenin en safi hali
Çatlaklardan sızan ışığa ulaşmak
40 kurak gün arkasından, ilk suyu yüze çarpma hali
Bir küfrü gördüğünde
Yalnız sakilliğin yankısına gider yürek
Bir pusuyu ördüğünde çete
Kaygı çetelesi tutmayı bırakıp
Kaygıya yürümek gerek
Sabır güme gitmeden
 Güzelliğe vurgun olmak demek
Kızıl kervana yol ver geçsin
 Kirli akışı yıkasın tepsin
Yıldızın yükseldiği temiz havadan bunalanlar kadar
Soldaki solan gül bahçesini çapa ile budayacak çiftçiler de var.

6 Ocak 2015 Salı

PARA



Bana vurur tokatı
Sert ne kelime! Betim benzim atar, gözlerim yuvalarından fırlar.
Gemiyi çeker azığa, palamarı keser ve atar denize
Parayı çıkarır deste deste
Para! Çil çil, ömrüm billah beni ve arzularımı yaşatacak para!
Bana vurur tokatı! Okkalı!
Anadan babadan
3 yaşımda bedenimi reddettiğim için yediğim tokatı bile bastırır
Yüzümü astırır, ammmmma para ulan para en sarısından
Atatürk’ün en güzel güldüğü 200 tl’likten
Balya balya, odaya sığdıramayacağım türden!
Benim hepsi benim, tüm silleler benim!
Bedenime haddi hesabı olmayacak vurulan tekmeler benim!
Burası benim bölgem! Burası benim darp edildiğim bölgem!
Buradan 10 metre civarına kadar sadece ben öldüresiye dayak yiyebilirim!
Normali 40 bin olan ama indirimle 70 bin dolarlık pansumanı ancak bennn, ben yaptıraabilirim.
Sen de mi istiyorsun?
Biraz çürümeyi sen de hak ediyorsun,
Ver yarısını o zaman ver yarısını üleşelim
Kelle hesabı 3-5 tanesi gecede
Götür yarısını bana pay ettiğin sürece, hiiiç ırgalamaz.
Ne o yedirmiyor musun?
Parrra ulan parra. Düşünme mor papatyayı beyaz sümbülü
Eğer halleşemiyorsak çekil git işine
Helalinden ben gideceğim hesaplıca çamurun dibine!
Tokat da tatlı mı tatlı!