Pages

12 Mayıs 2012 Cumartesi

Dolaysız Tümleç

Bırakırsa bir daha başlamazdı o film, bırakırsa söylenmezdi bir daha kahir ekseriyete hitap etmeyen cümleler, tümceler ve tüm "c"ler cinayete çıkabilirdi. O cinayet ki işleyenin tahammülü sınırsız, gülebilme ihtimaliyse ıssız. dayanıksıza yakın bir ihtimalde şuursuz. En ince ayrıntıyı düşünecek kadar kusursuz. O halde devam etmek gerekirdi, keçeli kalemle tonlamaları atmak için gökyüzüne, pastel renklerde Monet vari Matisse vari fışkırtmak lazımdı tüpten renk ahengini rengarenk aleme.


Can Yücel'i hatırlamak lazımdı ara sıra. "bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin". To be or not to be'yi gerçeklerden "spoiler" yapmıyor muydu? Görünen yüz görünmeyen yüz ikiliği gibi... Geçiyordu görünmeyenler. Gösterilmek istemeyenler. Acayiplikler, sahtelikler, sahtiyan haline getirilmiş insanlıklar, namına yapılabilecek insanlıklar ama yapılmayanlar. Tabaklanmış, kıvamına uydurulup tek tip insanlığa hizmet edecek yapay deriler. Hepsi iyi cilalanmıştı. İşlenmesi halinde, öfke kontrolünü tutamadığı hallerde 5 No'lu saldırı tipini uygulamaya geçirebilecek sahtiyanlardı. Bendine sığmaz taşardı. Deltasını şaşırır özündeki "tabula rasa"yı kinle doldururdu. Dolduruşa gelmekti en önemli bahanesi. Sonuç ayan beyan olmasına rağmen en iddialı septikleri bile taklaya getirecek idare etme manifestosunu o dakka o saniye yazardı. İdare etme hududu, o çizgilerden dışarı taşıyordu. Bu cümlenin dolaylı tümleci sayesinde bile "dolay"sız tümleç olmaya giden köprüler çoktan atılıyordu, belki de atılmıştı. belki de ilerleyen limanlarda atılacaktı...
Enhanced by Zemanta

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder